Postharvest Hub'ın kurucusu Shay Zeltzer, kağıt ambalaj trendinin büyük bir israfa yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda dünya gezegenine de büyük bir zarar verebileceğini söylüyor.
Postharvest Hub‘ın kurucusu ve ürün paketleme uzmanı Shay Zeltzer, Packaging World’e verdiği röportajında, tüketicilerin plastikle ilgili endişelerini gidermek için tercih edilen ancak çoğu durumda içerisindeki ürünü korumada başarısız olan kağıt ambalajlama trendiyle ilgili endişelerini paylaşıyor.
S: Ürün endüstrisindeki geçmişiniz nedir?
Shay Zeltzer:
Tarımda hasat sonrası işlemler alanında lisans ve yüksek lisans derecelerim var. Başlangıçta çiçeklerle uğraşıyordum ve tam doktora yapmaya hazırlanırken SunBlush adlı Kanadalı bir şirkette iş buldum. İsrail’e gelmişlerdi ve Ar-Ge çalışmalarını yürütecek birini arıyorlardı. İsrail o dönemde çok büyük bir çiçek ihracatçısıydı ve Avrupa’ya, özellikle de Hollanda’daki çiçek müzayedelerine çiçek gönderiyordu. Fikir, çiçekleri paketleyebilmek ve hava taşımacılığı yerine deniz taşımacılığı ile taşıyabilmekti. Yani nakliye maliyeti, çevre üzerindeki etkisi, hacim ve benzeri konularda inavasyon peşindeydiler. Şirkete Ar-Ge direktörü olarak katıldım ve daha sonra şirketi yönettim.
Hollanda müzayedeleri ile çalışırken çok iyi bir çözüm bulduk. Çiçekleri kutularda saklayabileceğimizi anladık. O dönemde, çiçeklerin tazeliğini korumak ve çiçekler paketten çıkarıldıktan sonra beklenen maksimum vazo ömrü süresince saklayabilmek için içi kaplanmış ve bu sayede çiçeğe en uygun hava koşullarını oluşturabilen kutular kullandık. 2000 yılının başlarında, modifiye atmosfer paketleme [MAP] gerçekten emekleme aşamasındayken esnek bir paketleme şirketi olan StePac’e geçtim.
O zamanlar MAP ile uğraşan belki iki ya da üç şirket vardı. Avustralya’da LifeSpan markasıyla Amcor ve İsrail’de Xtend ile StePac vardı. Bu iki şirket öncelikle gıda israfını azaltma ve taze ürünleri bir yerden diğerine başarılı bir şekilde ulaştırma fikriyle sektöre öncülük etti. Örneğin, Brezilya’dan Avrupa’ya kavun ihraç etmek için bunu ya hava yoluyla yapabilirdiniz, ki bu çok pahalıydı, ya da MAP kullanarak bunları deniz yoluyla teslim edebilirdiniz, bu da bunu tercih edilir ve aynı zamanda çok başarılı bir iş haline getirdi.

MAP’ın emekleme döneminde olduğunu söylerken, gıda ambalajları için mi yoksa genel olarak mı demek istiyorsunuz?
Gıda ürünleri için daha önce hiç kullanılmamıştı. O zamanlar SunBlush bu işin içindeydi, ancak taze ürün endüstrisi için MAP ambalajı veya gazla yıkanan ambalajla uğraşıyordu. O zamanlar taze ürün endüstrisi de yeni yeni ortaya çıkmaya başlamıştı. Orta Amerika’dan İngiltere’ye gönderilen bazı ananas parçaları görebiliyordunuz.
Ürünler için üç ana modifiye atmosfer çözümü bulunmaktadır. Bunlardan biri aktif ya da pasif olabilen MAP’dir. Aktif, ambalajı istediğiniz oranda hava ile kapladığınız ve ambalajın depolama süresi boyunca bu havayı bu seviyede tutacağınız anlamına gelir. Pasif ise, ürünün etrafına [yarı geçirgen] bir film sarılır. Dökme ürün ya da tek bir meyve olabilir. Ve doğal solunum yoluyla, paketin içindeki gaz bileşimi – yani oksijen ve karbondioksit – zamanla değişir.
Buna ek olarak, normalde ya çok büyük depolama odaları ya da içinde oksijen ve karbondioksit kombinasyonu ile belirli bir atmosfer yarattığınız konteynerlerle ilgilenen kontrollü atmosfer ile ilgilenen sektörler vardır. Bu sayede örneğin elmalar doğru koşullar altında neredeyse 12 ay boyunca saklanabilmektedir. Bu büyük şirketler tarafından yapılıyor.
Benim deneyimlerime dönecek olursak: StePac için çalışıyordum ve Amerika’ya taşındım ve orada bir iş kurdum. O dönemden hatırladığım bir deneyim, Montreal’deki Terminal Market adlı pazarı ziyaret ettiğim zamandı. Kavun nakliyatçılarından biriyle konuşurken, “Kavunlar için harika bir çözümümüz, harika bir ambalajımız var ve Brezilya’dan İngiltere’ye başarılı bir şekilde kavun nakliyatı yapıyoruz” dedim. O da bana, “Poşetler hakkında bir şey duymak istemiyorum, nedenini bilmek ister misin? Benimle gel, sana çürümüş kavunlarla dolu altı ya da on palet göstereyim.” Paletlere bakıyordum ve “Tamam ama her şey ne tür bir ambalaj kullanacağınıza bağlı” dedim.
Yani bir torba diğerinden farklıdır ve gaz değişim oranı içinde pek çok özellik vardır. Buna Oksijen Buharı/İletim Hızı veya OV/TR denir. Tüm bu özellikler, söz konusu ambalajda depolamanın sonucunu belirler. Yani, doğru ambalajı kullanırsanız, bu kavunları 25 veya 30 gün boyunca tutabilirsiniz ve hasat edildikleri zamanki kadar taze görünmelerini sağlayabilirsiniz. Ancak içinde nem biriken ve yoğuşma oluşturan bir poşete koyarsanız, küf oluşumuyla karşı karşıya kalırsınız.
Doğru ürün için doğru ambalaj seçimiyle ilgili pek çok hikaye vardır. Ve bu temelde ana meseleyi özetler – her malın tazeliğini koruyacak ve raf ömrünü uzatacak kendine özel bir ambalajı vardır. Bazı durumlarda ise raf ömrünün uzatılması gerekmez veya istenmez, sadece ürünün hasat edildiği andan tüketildiği ana kadar, birkaç gün bile olsa, taze kalmasını istersiniz. Paketleme olmadan ya da yanlış paketleme ile israfı artırırsınız.
StePac için çalıştıktan sonra İsrail’e geri döndüm ve İsrail’de ve yurtdışında farklı ambalaj firmaları çalışarak, taze ürünlerin işlenmesi için protokoller geliştirerek ve bu alanda ambalaj geliştirmek için şirketlerle çalışarak kendi şirketimi kurdum.
Ürün endüstrisinin plastikten kağıt ambalaja geçerek yanlış yönde ilerlediğini söylediniz. Nedenini açıklayabilir misiniz?
Dünyanın en büyük taze ürün fuarlarından biri Fruit Logistica’dır. Yaklaşık 15 yıldır fuara gidiyorum ve her katıldığımda yeni trendler, yeni fikirler oluyor, normalde yeni [ürün] çeşitleri, yeni makineler görürsünüz. Bu kez ambalaj bölümünün neredeyse tamamının kağıt bazlı ambalaja dönüştürüldüğünü söyleyebilirim.
Yani PET kaplar yerine kağıt, karton tepsiler vardı. Ya da plastik iplik içermeyen elyaf bazlı ambalajlar. Bir stanttaydım ve yassı yeşil fasulyelere bakıyordum ve katılımcıya “Yeşil fasulyeler kendilerini salmış, yumuşamışlar” dedim. O da bana, “Ama Avrupa’ya, Fransa’ya ve İngiltere’ye giderseniz, tüketiciler artık bunu istiyor” dedi. Buna ek olarak, AB endüstrisi plastik kullanımını tamamen bırakılmasına karar verdi, ancak bu ürünü korumak değil. Bu bir düzenleme. Trend bu. Pazarın gittiği yer burası. İnsanlar plastik görmek istemiyor.

Kağıt kullanmanın ekolojik felakete yol açan ve dünya gezegenine büyük zarar veren bir trendden başka bir şey olmadığını söylediniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz? Ekolojik felaket derken neyi kastediyorsunuz?
Evet. Amerika’da yaşıyorsunuz, değil mi? Ve markete gittiğinizde, yiyeceklerinizi paketlemenize yardımcı oldukları yerde, bunları kağıtta mı yoksa plastikte mi istediğinizi sorarlar, değil mi? Eğer kağıt derseniz, bir kağıt poşet alırlar ve sonra ilkinin içine başka bir kağıt poşet koyarlar. Yani çift kese kağıdı kullanırlar. Sonra da yiyeceklerinizi bu çift kese kağıdına koyarlar. Bunu neden yapıyorlar? Çünkü kese kağıdı plastik poşet kadar sağlam değildir. Yani hem çevreci olmak istiyorlar hem de yiyeceklerin yere dökülmesini istemiyorlar. Yani ilk mesele fizik. Aynı mukavemete, aynı delinme direncine sahip olmak istiyorsanız, plastiğe kıyasla çok daha ağır, çok daha kalın kağıt kullanmanız gerekir.
Bununla birlikte nakliye maliyetleri de değişiyor. Diyelim ki, belirli büyüklükteki bir kutuya 2.000 plastik torba sığdırabilirsiniz. Eşdeğer büyüklükteki bir kutuya, hacim nedeniyle bunun yalnızca dörtte biri, hatta beşte biri kadar kağıt torba sığdırabilirsiniz.
Diğer bir husus ise, oluklu bir mukavvayı kestiğinizde iki tabaka ve bir de ortada yiv bulunmaktadır. Yiv geri dönüştürülmüş kağıttır ve diğer tabakalar da normalde işlenmemiş krafttır. Bu kraft çeşidini geri dönüştürdüğünüzde, sadece yiv için kullanabilirsiniz. Neden mi? Çünkü daha yumuşaktır ve nemi çok daha kolay emer. Dolayısıyla, nem emen dayanıksız bir kutu elde etmemek için etrafına tekrar işlenmiş kraft sararsınız. Bu yüzden ciddi oranda kağıt kullanmış olursunuz. Yani israf etmiş olursunuz
Ayrıca kağıt ürünleri kafanıza göre geri dönüştürüp kullanamazsınız. Geri dönüştürüldüğünde mukavemeti daha da azalır. Örneğin taze meyve reyonunda için kullanılmış bir kese kağıdını alıp aynı amaçla kullanılmak üzere orijinali kadar sağlam bir kese kağıdı yapamazsınız.
Üçüncü sorun, eğer kağıt-karton kabınızı dehidrasyona direnecek özel bir kaplama ile kaplamazsanız, nem kaybetme eğiliminde olurlar. Bu da paketin içine konulan ürünün yeterli seviyede nemli kalamamasına neden olabilir. Örneğin Meksika’da yetiştirilen ve Kanada’ya gönderilen yeşil fasulyeler üzerinde bir araştırma yaptık ve gördük ki, yetiştiriciler yolculuk boyunca oluşan nem kaybını telafi etmek için %10 daha fazla ürün ambalaj malzemesi kullanmak zorunda kalıyor. (Dehidrasyonu azaltan kaplamalar ise geri dönüşümü zorlaştırır. O yüzden kullanmak da mantıklı olmayabilir.)
Yine de tüketicilerin algısı kağıdın daha çevre dostu olduğu yönündedir.
Shay Zeltzer:
Algı korkunçtur çünkü algıyla tartışmaya girmek çok zordur. İnsanlar okyanuslardaki plastik adalarını ya da sahillere vuran plastikleri görüyor ve artık yeter diyorlar. Sonra kâğıda bakıyorlar, ağaçtan yapıldığını fark ediyorlar. Çevre için daha iyi olduğunu düşünüyorlar. Böyle düşünmek çok kolay. Fakat maalesef gerçekler algı ile ilerlemez.
Yani diyorsunuz ki bazı durumlarda, ürüne bağlı olarak, kağıt iyi bir seçim olabilir. Ancak bazı zamanlar çevreye daha da zarar veriyor gibi görünüyor?
Herhangi bir ambalaja ihtiyaç duymayan bazı ürünler var bu tür durumlarda kağıt doğru çözüm olabilir. Ancak genel olarak plastiği yasaklamak ve artık plastik yok demek… Yıllardır LinkedIn’deki yazılara ve makalelere cevap vermeye çalışıyorum ama sesim duyulmamış gibi geliyor. İngiltere’de ambalajın israf olduğunu söylüyorlardı ve yetiştiricilere salatalıkları ambalajlamayı bırakmalarını dikte ediyorlardı, ancak salatalıklar çok hızlı kuruyor. Ben de dedim ki, bu sadece israfı artıracak ve israfı hemen artıracak – yarın değil, bir yıl sonra değil, hemen bir sonraki varışta. Eğer doğru ambalajda değilse, her gün %2 oranında kuruyacak ve tüketici onu rafta bırakacak.
Biyobozunur veya gübrelenebilir plastikler gibi malzemeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu 10 yıl önce, insanlar plastikleri ilk değiştirmek istedikleri zamanda ortaya çıkan bir trenddi. İnceledikleri ürünlerden biri mısır, şeker kamışı, şeker pancarı posası ya da manyoktan elde edilen PLA [polilaktik asit] idi. Malzeme şeffaf, poşet gibi görünüyor ve poşet gibi performans gösteriyor. Ancak bununla ilgili birkaç sorun vardı. Birincisi, mısır gibi insan tüketimi için kullanılan bir hammaddeden yapıldığı için mısır fiyatını yükseltiyordu. İkinci sorun ise hacim başına ağırlığı eşdeğer polipropilen veya polietilen torbaya göre yaklaşık %20 ila %40 daha yüksek olmasıydı.
Diğer bir sorun ise ısıya ve UV ışığına maruz kalmaya karşı çok hassas olması, dolayısıyla çok kolay deforme olmasıydı. Meksika’da plastik kapların yerine kullanmayı denedik ve kaplar depoda güneşe maruz bırakılırsa – doğrudan güneş ışığına bile değil – zamanla deforme oldular. Bu nedenle ve ayrıca fiyat farkı nedeniyle insanlar bu tür ambalajları benimseyemedi.
Bu tür ürünlere benzer bir şey kullanan İsrailli bir şirket var. Bu malzemeyle biraz deneyimim oldu ve normalden daha kalın, daha bulanık, yani puslu bir yapıya sahipti ayrıca alternatif plastiklerden çok daha pahalıydı. Yani yine sadece insanların ambalaj için daha fazla ödemeye istekli olduğu veya sunumdan ödün vermeye istekli olduğu belirli uygulamalar için özel bir üründü.
Bu arada aklıma gelmişken kağıt bazlı ambalajların sorunlu olmasının bir diğer nedeni de içindeki ürünü görememenizdir. Bu nedenle bazı kağıt ambalajlarda plastik gözenekli bir pencere bulunur, böylece poşetin içinde ne olduğunu görebilirsiniz yani yine aynı kapıya çıktık; Plastik…

Plastikten tüketicilerin daha sürdürülebilir olarak algıladığı başka bir malzemeye geçmeyi düşünen üretim ambalajcılarına veya herhangi bir yiyecek veya içecek şirketine tavsiyede bulunuyor olsaydınız, ne söylerdiniz?
İlk olarak bu alanda uzmanlaşmış profesyonellerle çalışmak gerekir. Ürün için en iyisinin ne olduğunu öğrenmelisiniz. En iyi ürünü yetiştirmek için çok fazla çaba, para, enerji ve heves harcıyorsunuz. Aynı şekilde, ürün için en uygun ambalajın hangisi olduğunu bilen ambalaj firmaları ile anlaşmalısınız ki verdiğiniz çaba boşa gitmesin. Bu nedenle profesyonellerle ve ürüne en uygun ambalajı geliştirme ve üretme konusunda uzmanlaşmış şirketlerle çalışın.