Ambalajlama ve işleme inovasyonu, küresel gıda sistemlerinin karbon emisyonlarını azaltmada nasıl bir rol oynayabilir? Endüstri, tüketicilere nasıl daha fazla bilgi sağlayarak bu hedefe nasıl katkıda bulunabilir? Tetra Pak Kuzey Avrupa ve Birleşik Krallık Genel Müdürü Alex Henriksen bu konuda daha fazla bilgi veriyor.
Küresel gıda sistemleri, dünya genelindeki sera gazı emisyonlarının üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Ayrıca, üretilen gıdanın üçte biri ya kayboluyor ya da israf ediliyor ve bu da tüm dünya emisyonlarının %8’ine katkı sağlıyor.
Bu baskı artarak devam ediyor, çünkü tahminlere göre 2050 yılına kadar dünya nüfusu 9,8 milyar insana ulaşacak ve bu da küresel gıda talebini %50 artıracak. Ancak talep arttıkça, tüketiciler sürdürülebilirlik konusundaki önemi daha fazla kavramaya başlıyorlar.
Kamuoyu, gıda endüstrisindeki şirketlerin karbon ayak izlerini azaltmak için daha bilinçli çaba göstermelerini bekliyor. Örneğin, Tetra Pak tarafından yakın zamanda yapılan bir rapor, Birleşik Krallık’taki insanların %70’inin ambalaj şirketlerinin daha sürdürülebilir ambalajlar geliştirmekle sorumlu olduğuna inandığını gösterdi.
Yiyecek ve içecek endüstrisi, gıda sisteminin karbon emisyonlarını azaltmada kritik bir rol oynuyor, çünkü hükümetler ve diğer paydaşlar arasında eylemi başlatma ve değişimi teşvik etme potansiyeline sahiptirler.
Gıda işleme teknolojisiyle atıkların azaltılması
Gıda kaybı ve israf, küresel sera gazı emisyonlarının büyük bir kısmını oluşturuyor; üretilen gıdanın %14’ü, verimsiz üretim uygulamaları nedeniyle hasattan perakendeye kadar kayboluyor. Bu sistemlerin iyileştirilmesi ve gıda kaybı ve israfının azaltılması, küresel gıda sisteminin karbon emisyonlarını azaltmada kritik bir rol oynayacaktır.
Gıda yan ürünlerini insanlar ve hayvanlar için alternatif beslenme kaynakları olarak kullanmak da dahil olmak üzere işleme teknolojilerini geliştirerek bu hedefe yönelebiliriz. Örneğin, süt ürünleri ve bira endüstrilerinde işlenmiş artıklardan elde edilen proteinlerle yeni besleyici içecekler ve gıdalar üretmek gibi uygulamalar zaten var. Bu, üreticilerin hammaddelerden daha fazla yararlanarak üretim yan ürünlerini atmak yerine değerlendirmelerine olanak tanır.
Bu tür teknikler, gıda kaybını ve israfını azaltır ve malzemelerin döngüsel ekonomiyi destekleyerek mümkün olduğunca uzun süre kullanılmasına yardımcı olur. Bu da dış kaynaklara bağımlılığı ve küresel tedarik zincirlerine bağımlılığı azaltarak gıda güvenliğini artırır.
Ambalaj yeniliği
Ambalaj aynı zamanda küresel gıda sisteminin karbon emisyonlarını azaltmada önemli bir rol oynar. Sektördeki teknolojik ilerlemeler, ürünlerin raf ömrünü uzatmış, gıda israfını azaltmış ve bu da atık miktarını azaltmıştır.
Tetra Pak, yaklaşık 70 yıl önce aseptik dolum teknolojilerini yiyecek ve içecek endüstrisine tanıtarak bu alanda öncüydü. Bu süreç, koruyucu maddeler veya soğutma gerektirmeden gıdaların güvenli ve besleyici kalmasına yardımcı olan raf ömrüne sahip ambalajlama ile birleşti. Bu nedenle, bu teknoloji 20. yüzyılın en önemli gıda bilimi yeniliği olarak kabul ediliyor.
Doğru boyuttaki paketlerin sağlanması, israfın azaltılmasına da yardımcı olabilir. Ambalaj üreticileri, müşterilerin ve tüketicilerin ürünlerine en uygun ambalajı seçmelerini sağlamak için çeşitli ambalaj formatları ve boyutları geliştirerek katkıda bulunabilirler.
Tüketicileri bilgiyle güçlendirmek
Gıda tüketimi kalıplarında meydana gelen israfı azaltma, tedarik zincirinin önemli bir yönüdür ve tüketicileri eğitmek ve bilgilendirmek için işbirliği yapmak, küresel gıda sistemindeki kayıp ve israfın azaltılması için kritik öneme sahiptir.
Tüketicilere gıda ürünlerinin çevresel etkilerini içeren etiketleme gibi bilgi sağlama, bilinçli seçimler yapmalarına yardımcı olabilir. Bu, tüketicilerin katılımını artırabilir; araştırmalar, tüketicilerin %68’inin ‘yüksek değerli’ şirketlerin geri dönüştürülebilir ambalaj seçenekleri sunmak için adımlar attığını göstermektedir.